Taksim 360 Projesi

İstanbul yüz yıllardır ayakta duran bir merkezi şehir olarak çok kıymetli yapılara ev sahipliği yapıyor. Restorasyon çalışmaları, bilinçli bir profesyonelliğin ürünü olması şartıyla tarihin eşsiz dokusunu yeniden kullanıma açan önemli bir uygulama olarak İstanbul'da Taksim 360 projesiyle kendisini gösteriyor. Çalık Gayrimenkul ve Gap İnşaat ortaklığında gerçekleştirilen projenin mimarlığını alanının uzman isimlerinden olan Mehmet Alper, Hasan Kıvırcık, Han Tümertekin, Nuran Karakaş üstleniyor. 

İstanbul Doğu ve Batı kültürünün gerçek bir mirasçısı olarak yıllardır dünya şehri olması özelliğini sürdürüyor. İstanbul, eski Helen yerleşkesi Byzantion olarak, Roma'nın devlet teşkilatlanması hünerlerini sergilediği Konstantinopolis olarak veya Osmanlı İmparatorluğu'nun göz bebeği, merkezi, başkenti olarak çok mühim bir bölge olduğu gibi günümüzde de kıymeti asla eskimeden varlığını sürdürüyor. Kozmopolit yapısı tarihi geçmişiyle de bugünki haliyle de kendisini gösteriyor. Çeşitliliğin İstanbul için bir kader olduğunu söylemek, tarihe de bugüne de bakıldığında mümkün oluyor.

Söz konusu proje, diğer dönüşüm projelerinin de ilham kaynağı olması yönünden ayrıca önem kazanıyor. Yapının içerisindeki ünitelerin birbirinden farklı olması orijinal bir özellik olmakla beraber, mevcut tarihi binaların yapısının korunmasının da bir sonucu oluyor. Yapının dış görünümüne bakıldığında da önceden mevcut olan yapıların özenle restore edilerek varlıklarını koruduğu görülüyor. Restore edilen yapıların tarihi ise 19. yüzyıla kadar dayanıyor. 1870 İstanbul yangınıyla kül olan ahşap konutların yerine kâgil yani taştan binaların yapılması sonucunda oluşturulan yapılar, dönemin nüfus çeşitliliğini mimari detaylarla gösteriyor. İstanbul'un ihtişamına yakışır bir görüntü ve kullanım konforuna sahip olması amaçlanan Taksim 360, satılık ve kiralık rezidans veya ofis seçenekleriyle talepkarlarıyla buluşuyor.

Projenin konumuna bakıldığında, 360 derece açıdan değerlendirmek gerekirse her noktadan farlı bir merkeze yakınlığı olması dikkat çekiyor. Kuzey yönünde Nişantaşı, Maslak, Levent bölgeleri; Güneybatı'ya doğru Eminönü ve Atatürk Havalimanı, Doğu'da Taksim Meydanı ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, Kuzey Doğu'da Fatih Sultan Mehmet Köprüsü; Güneydoğu'ya doğru ise Avrasya Tüneli ve Kadıköy bulunuyor. Buralara ve geri kalan her yere deniz otobüsü, karayolu ve metro gibi toplu taşıma araçlarıyla kolaylıkla ulaşılabiliyor. Burada bir ofise sahip olduğunuzda veya bir residence içerisinde ikamet etme kararı aldığınızda Karaköy'e 2 dakikada, Nişantaşı'na 5 dakikada, Boğaz'a ise 10 dakikada ulaşabiliyorsunuz. Muhit olarak İstanbul'u maddi ve manevi olarak yaşama fırsatını da bulmuş oluyorsunuz. İstanbul sokaklarının zamansız sürekliliği, dinamik ruhu ve imkanlar konusundaki geniş yelpazesi ayaklarınız altında sizleri bekleyen bir konuma geliyor. Tozlu sayfaları karıştırdığınızda Ceneviz'in öylesine bir kolonisi olan Galata bölgesini şöyle bir gezintiye çıkmak istediğinizde birkaç dakika uzaklıktaki tarih mirasına rahatlıkla ulaşabiliyorsunuz. Konumu ve profesyonelliğin mimarinin bir eseri olması yönüyle Taksim 360 Projesi ayrıca önem kazanıyor.

Projede 67 rezidans ve 96 ofis bulunuyor. Rezidans metrekareleri 47 ve 335 m² arasında değişkenlik gösteriyor. 1+0 ve 4+1 olarak oda sayılarında da değişkenlik görülebiliyor. Ofislerde ise 63 ve 588 m² arasında değişkenlik görülüyor. Buralarda otopark, fitness merkezi ve vale gibi ayrıcalıklı hizmetler sunuluyor. Otopark hizmeti özellikle bölgede öenli bir sorun haline gelen park problemini ortadan kaldırıyor.

Fitness hizmetinin olması, yoğun ve hızlı şehir hayatında kendisine vakit ayıramayanları teşvik eder bir niteliğe sahip oluyor. Club 360 İstanbul Taksim bölgesinin gözbebeği olarak, şık akşam yemeklerinin vazgeçilmez merkezi oluyor. Taksim 360 fiyat listesi, alınması planlanan konut veya ofise göre değişkenlik gösteriyor. Bloklar; 360 - 361 A Ofis, 385 A - 385 B Rezidans, 386 - 387 - 361 B - 362 - 363 A - 593 - 594 Konut şeklinde isimlendiriliyor. Dış bina tasarısına bakıldığında modern ve klasiğin, birbirine yakışan sentezini görmek mümkün oluyor. Alanında uzman mimarlar tarafından tasarlanan ve hayata geçirilen proje, hem iç hem de dış mimari konusunda tatmin edici bir çizgiyle alıcılara sunuluyor.

Leed; hastane, veri merkezi, okul, tarihi bina gibi önemli yapıların tiplerinin derecelendirilmesi için oluşturulmuş bir bina derecelendirme sistemi olarak biliniyor. Derecelendirmesine dahil ettiği kavramlar içerisinde malzemeler, performansa daylı olma durumu, akıllı şebeke ve su verimliliği başlıkları öncelik oluyor. Yapıların her açıdan insan konfor ve sağlığına uygun birer "yeşil bina" olup olmadıklarını sertifika ile teyit ediyor. Taksim 360 projesinde Leed Gold Sertifikası; su verimliliği, enerji ve atmosfer, malzeme ve kaynaklar, iç mekan kalitesi, tasarımda yenilik, dış cephe aydınlatma ve peyzaj başlıkları için alınmış bulunuyor. Bunun bir diğer tercümesi insan sağlığına zarar verecek herhangi bir malzemenin kullanımda yer almadığı oluyor. Leed Gold güvencesi tarihi yapıların profesyonel bir el ile restore edildiğinin de göstergesi oluyor. Yıllanmış yapılar yabancı maddelerin veya doğal koşulların bir getirisi olarak tahrip olabiliyor. Bunu engellemek adına sürdürülebilinecek profesyonel tutumların tamamı bu projede hayat buluyor. 12 yıl boyunca yapımı süren proje birçok yeni projenin prototipi olması hasebiyle ayrıca önem arz ediyor. "Sadece İstanbul'da değil, İstanbul'u yaşamak için!" sloganının en konforlu şekilde altının doldurulması hedeflenerek, gerek dış peyzaj gerekse iç mimari tasarımları yapılan projenin konut, rezidans veya ofislerinden birine sahip olmak isterseniz satış ofisimizde bilgi alma ve diğer işlemleri gerçekleştirebilirsiniz. 

18. Uluslararası Gayrimenkul Ödülleri'nde, En İyi Kentsel Yenileme Projesi seçilen proje, Avrupa'nın ideal kentselleşme örneklerinden biri olduğunu kanıtladı. Projede dengeli bir tasarım anlayışı kendsini gösteriyor. Metropolün sopuk ve ciddi yapısı, tarihi yapıların sıcak ve samimi görüntüsünün korunmasıyla dengeleniyor. İç düzen konusunda da bu ayrıntıya dikkat ediliyor. Çevredeki kafe, restorant, alışveriş merkezi gibi sosyalleşme alanları da burada yaşamak gibi vakit geçirmeyi de daha verimli hale getiriyor. Her şeyden önce, İstanbul'a sahip çıkmak, tarihi mirasın devamlılığını ve şehir güvenliğini sağlamak adına önemli bir adım olan projenin alıcılara kendilerini özel hissedecekleri imkanlar sunması konfortif bir anlayışın göstergesi oluyor. Yenilik, eskiyi hayata yeniden dahil ettiğinde daha verimli sonuçlara sebep olabiliyor. Özellikle bu "eski" bir miras ise, bu yoldaki projelerin kıymeti ayrıca önem arz ediyor.